Anne olmak bu kadar ince bir nokta aslında. Çok şükür ki beni anlayan, kendini çok iyi ifade eden, beni hiç yormayan bir çocuğa sahibim. Ben nerde doğru yaptım diye düşünürken belki de bu yazının başka annelere de bir ışık olacağını umuyorum.
Öncelikle oğlumu engellemekten yana olmadım hiç (kendine zarar vereceğini düşündüğüm şeyler hariç tabi)Dokunmasına, keşfetmesine ve dünyayı algılamasına destek olmaya çalıştım hep. Ve öğrendim ki çocuklar engellenmekten hiç hoşlanmıyorlar. Yapmasını istemediğim bişey varsa başka bir alternatif buldum. Deterjanı ellemek istediğinde hadi gel sabunla ellerimizi yıkıyalım dedim örneğin. Deterjanı unuttuğu gibi bu oyundan da çok hoşlandı bizimki.
Hayır kelimesini çok kullanmadım ama karşısına çıkabilecek tehlikeler konusunda da uyardım onu. Sorduğu sorulara hep doğru cevaplar verdim, onaylayıcı cümleler kurmaya özen gösterdim. Verdiğim sözlerde de hep durmaya çalıştım. Ya da yapamayacağım bişeyin sözünü hiç vermedim. Onun da tercihleri olduğunu unutmamaya çalıştım. Çok fazla seçenek sunup kafasını karıştırmaktansa makul alternatifler göstermeye çalıştım. Nasihat vermektense yaptıklarımı görmesini istedim. Elimdeki çöpleri yarım saat boyunca avcumda tuttuğum bile oldu çöp kutusu bulamadığımda. Su en yakın yardımcım oldu. Bunu şiddetle tavsiye ederim sana da. Çok tıkandığında ve bir çıkış yolu bulamadığında suyla oynamasına izin ver. İşe yaradığını göreceksin.
Kazanmaktan mutluluk duymasını ama kaybetmeyi de öğrenmesini istedim. Bazen birlikte oyun oynarken bilerek ve isteyerek kaybetmesini bile sağladım itiraf ediyim.
İhtiyacı olduğunda yanında olacağımın güvenini verdim. Ama bazen de yalnız kalmasını, sorunlarla kendi başına başedebilmesini görmek istedim. Gördüm de... Ben yanındayken benim zorlukları omuzlamam, onu işin kolayına kaçırıyordu ama tek başına da halledebiliyordu eğer isterse. Caddede yürürken elini hiç bırakmadım ama tehlikesiz bir yerdeysek eğer uçmasına izin verdim. Ve bence en önemlilerinden biri, her istediğini yapmadım . Onun için istemenin sınırı yok çünkü, bugün istediği herşeyi elde ederse yarın doyumsuz olucak ve hiçbirşeyden mutlu olamıycak bunu biliyorum. Bugün biraz ağlamasının pek de sakıncası yok diye düşünüyorum.
Başkalarının yanında onu eleştirmemek için çaba gösterdim. Bişey söyliyceksem yalnızken bunu yapmaya çalıştım. Ve onunla konuşurken yüksekten bakmak yerine, dizlerimi kıvırıverip onunla aynı hizada olmaya özen gösterdim. Bu da çok işe yarıyor emin olabilirsin.
Hiç mi huysuzlanmıyor bizimki . Tabi ki her çocuk gibi onun da mızmızlıkları oluyor. Olmasa bir gariplik sezip endişelenirim zaten. Böyle zamanlarda da sakin olmaya çalışıyorum, hiç bir tepki vermeden içimden saymaya başlıyorum. 100 leri 150 lileri bulduğum bile oluyor bazen. Ben üstüne gitmediğimde çok fazla direnme şansı da olmuyor onun. Dikkatini başka bir yöne çekmeyi başarırsam mutlu mesut devam ediyoruz kaldığımız yerden.
Aslında çocuklar korkuyu, endişeyi , yalanı tanımadan geliyorlar yanımıza onlara bütün bunları öğreten biziz. Düşünce feryad ediyorsan o daha çok bağırmaya başlıycak. Hayvanlardan sen korkuyorsan onun korkmaması mümkün değil. Sen kerevizi sevmiyor ve yemiyorsan onun sevmesini de beklememelisin.
Evet 2 seçenek var aslında. Ya meleğine kanat takıcaksın, yada kanadına ip bağlıycaksın. Ben özgürce uçması için 1 incisini tercih ediyorum. Ve farkındayım ki eğer ben mutlu ve huzurluysam, o da mutlu ve huzurlu. Bu yüzden kendimi şımartmayı, ufak şeylerden mutlu olmayı, onunla koşarken çamurlara bulanmayı hiiiççç ertelemiyorum.
ne guzel yazmissiniz oglunuz kac yasinda suan?benim bir 2 bide 6 aylik iki oglum var ve bazen engel olamiyorum bagirmalara kardesini cok hirpaliyor sevdigini sanarak:(buda benim sucum hep hirpalayrk sevdik onu dogrusu bu saniyor bilmiyorum bazen cok uzuluyorum oynayamiyorum oglumla cok istiyorum ama hep biseyler engel oluyor:(
YanıtlaSil